19 Kasım 2012 Pazartesi

YİRMİ BEŞİNCİ DEVÂ


 

YİRMİ BEŞİNCİ DEVÂ

 


Ey hasta kardeşler! Siz gayet nâfi (faydalı) ve her derde devâ ve hakikî lezzetli kudsî (kutsal) bir tiryak (ilaç) isterseniz, imanınızı inkişaf ettiriniz (geliştiriniz). Yani, tevbe ve istiğfar (Allah’tan bağışlanma dileme) ile ve namaz ve ubudiyetle (kullukla), o tiryak-ı kudsî (kutsal ilaç) olan imanı ve imandan gelen ilâcı istimal ediniz (kullanınız).

 

Bu son devada Bediüzzaman Hazretleri hastalara her derde deva olan kutsal ilacı bildiriyor. Bu ilaç İMAN’dır. Evet, Hastalar Risalesinde baştan beri, İMAN SAHİPLERİNE seslendiği için, burda yine inananlara, imanınızı artırın, diyor. Nasılını da belirtiyor. Yani tövbe ve istiğfar ederek, bol bol namaz kılarak ve kulluk yaparak…

 

Kulluktan maksat ibadettir. İbadet sadece namaz, zekat, oruç, hac değildir. Sadaka vermek, bir gönlü hoş etmek, fakire yedirmek, hasta ziyareti, insanlarla iyi geçinmek, hatta tebessüm etmek                  vs. de ibadettir.

 

Evet, dünyaya muhabbet ve alâka (sevgi ve ilgi) yüzünden, güya (sanki), adeta ehl-i gafletin (ahirete, Allah’ın emir ve yasaklarına duyarsız olanların) dünya gibi büyük, hasta, mânevî bir vücudu vardır. İman ise, o dünya gibi zeval ve firak (yok oluş ve ayrılık) darbelerine, yara ve bere içinde olan o mânevî vücuduna birden şifa verip, yaralardan kurtarıp hakikî şifa verdiğini pek çok risalelerde kat'î ispat etmişiz. Başınızı ağrıtmamak için kısa kesiyorum.

 

Dünyanın geçici zevklerine, dünya malına gönlünü kaptıran insanlar, hayatının gayesi dünyalık kazanmak olanlar, manen hastadır. Yani gaflettedirler; ahirete, Allah’ın emir ve yasaklarına duyarsızlardır. Bunlar, ölümü de bİr yok oluş, ebedİ ayrılık zannettİklerİnden, vücutları dünya kadar büyük yaralar içindedir.

 

Allah’a ve ahiret gününe iman edenler ise, inancın verdiği huzurla şifa bulmuşlar, hem dünyada hem ahirette mutludurlar. Bu gerçeği, Risalei Nur Külliyatının içindeki pek çok Risalelerde kesin şekilde ispatladık, diyor.

 

İman ilâcı ise, ferâizi (Allah’ın yapılmasını emrettiği farz olan ibadetleri) mümkün oldukça yerine getirmekle tesirini gösteriyor. Gaflet ve sefahet ve hevesât-ı nefsâniye (nefsi arzular) ve lehviyât -ı gayr-ı meşrua (meşru olmayan oyunlar) , o tiryakın tesirini men eder.

 

Yatalak engelliyim. Yattığım yerde teyemmümle sadece farz değil, sünnet ve nafile namazları da kılıyorum. Şeker hastasıyım. FA ve şeker zorlasa da farz ve nafile oruçları tutuyorum. Elimden geldiğince sadaka veriyorum. Bu ibadetler ile imanım öyle arttıki, hastalığımı hiç kafama takmıyorum. Bu da geçer Ya HU! , diyorum. Bu kısacık dünya hayatım hastalıkla geçiyor ama inşallah cenneti kazanırsam çektiklerimin mükafatını alacağım, ve inşallah Allah’ın CEMALİNİ göreceğim diyerek moral buluyorum. Yani İMAN ilacım tesir ediyor.

 

Eğer insan gaflete, zevk ve eğlenceye, nefsi arzuların peşine takılırsa İMAN İLACI TESİR ETMEZmiş.

 

Hastalık madem gafleti kaldırıyor, iştahı kesiyor, gayr-ı meşru keyiflere (haram ve günahlar) gitmeye mâni oluyor; ondan istifade ediniz. Hakikî imanın kudsî ilâçlarından ve nurlarından, tevbe ve istiğfarla, dua ve niyazla istimal ediniz. (kullanınız)

 

Benim Friedreich Ataksisi (FA) hastalığım 100 binde bir görülen bir hastalıktır. Allah’a binlerce hamdolsun. Yüzbin insanın içinden beni seçti. Bu hastalığım sayesinde BU İMANA KAVUŞTUM. Gafletten uyandım, sabır, şükür ve ibadet ederek cennetteki derecemi yükseltmeye çalışıyorum, çünkü orada 70-80 yıl değil, sonsuza dek kalacağız inşallah. Sürekli tövbe, istiğfar ederek ve baklavalı dualar ederek YANİ İMAN İLACINI KULLANARAK inşallah yükseltiyorum. (Ağlamak bana baklava gibi lezzet veriyor)

 

Cenâb-ı Hak sizlere şifa versin, hastalıklarınızı keffâretü'z-zünub (günahlarınızı affettiren kefaret) yapsın. Âmin, âmin, âmin.

 

AMİN, amin, amin inşallah.

 

"Dediler: Bizi buna eriştiren Allah'a hamd olsun; yoksa Allah hidayet etmeseydi, biz kendiliğimizden buna erişemezdik. Gerçekten Rabbimizin peygamberleri bize hakkı getirdiler."

A'râf Sûresi, 7:43.

 

Evet hastalık vererek beni gafletten uyandırıp imanla şereflendiren Allah’a sonsuz hamdolsun.

 

*** SON ***

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder