12 Kasım 2012 Pazartesi

ON İKİNCİ DEVÂ


 

ON İKİNCİ DEVÂ

 


Ey hastalık sebebiyle ibadet ve evrâdından (belli zamanlarda yapılan zikir-virdler-sık sık tekrar edilen dualar) mahrum kalan ve o mahrumiyetten teessüf (üzülen) eden hasta!

 

Bu Devada Bediüzzaman Hazretleri dindar hastalara sesleniyor. Onlar hasta oldum diye ibadet ve zikir yapamadıkları için üzülüyorlar, onları teselli edecek.

 

2006’da beş vakit namaza başlamıştım. Teyemmümle yatarak kılıyordum. Fakat Mart 2011’de Şeker komasıyla bir ay yoğun bakımda yattım. Tamamen iyileşmem altı ayı bulmuştu ve altı ay namaz kılamadığım ve sabahları özel zikirlerimi yapamadığım için –sonradan kazalarını kıldım- çok üzülmüştüm.

 

Bil ki, hadisçe (Peygamberimizin SAV sözü ile) sabittir ki, "Müttakî bir mü'min, (Allah’ın emir ve yasaklarına titizlikle uyan, takva ehli müslüman) hastalık sebebiyle yapamadığı daimî virdinin (devamlı yapılan zikir) sevabını, hastalık zamanında yine kazanır." (Buharî, Cihad: 134; Müsned, 4:410, 418.)

 

Bediüzzaman Hazretleri kaynağını belirterek dindar hastalara, BAK ŞUNU BİLDE ÜZÜLMEYİ BIRAK diyerek Peygamber Efendimizin SAV bir Hadisi Şerifini aktarıyor, Efendimiz Buyuruyorki:

 

“Allah’ın emirlerine titizlikle uyan takva ehli bir müslüman, hastalık sebebiyle yapamadığı zikirlerin SEVABINI, hastalık devam ettiği müddetçe aynen yapıyor gibi almaya devam eder.”

 

Bu Hadiste namaz demiyor, vird diyor ama namazda bir zikirdir; komada yatarken kılamadığım namazların, vaktinde kılmış gibi sevabını almışımdır inşallah, Rabbimizin merhameti sonsuzdur.

 

Farzı (Allah’ın kesinlikle yapılmasını emrettiği şey) mümkün olduğu kadar yerine getiren bir hasta, sabır ve tevekkül (Allah’a dayanıp güvenme) ile ve farzlarını yerine getirmekle, o ağır hastalık zamanında sair sünnetlerin (yapılmaması günah olmayan ama yapnca Allah’ın ve Efendimizin SAV sevgisini kazandıran, Peygamberimizin söz, hal ve ibadetleri) yerini, hem hâlis bir surette, (samimi şekilde) hastalık tutar.

 

Burada yine dindar hastaları teselliye devam ediyor. Sen farzları yapmaya çalış, sünnetlerin yerini hastalık tutar, diyor. Mesela, hastanede yatarken bir hacı amca, oturduğu yerde tuğla parçasıyla teyemmüm abdesti aldı ve ikindi namazının direk dört rekat farzını kıldı, uzandı. Şimdi anladımki, o kılmadığı dört rekatlik sünnet namazın sevabını da aldı inşallah.

 

Hem hastalık, insandaki aczini, zaafını (acizliğini, güçsüzlüğünü ve zayıflığını) ihsas eder. (hissettirir) O aczin lisanıyla ve zaafın diliyle, hâlen ve kàlen (davranış ve sözle) bir dua ettirir.

 

Cenâb-ı Hak insana hadsiz (sınırsız) bir acz (acizlik, güçsüzlük) ve nihayetsiz bir zaaf (sonu olmayan bir zayıflık) vermiş, tâ ki daimî bir surette dergâh-ı İlâhiyeye (devamlı bir şekilde Yüce Allah’ın katına) iltica edip (yönelip) niyaz etsin, dua etsin.

 

Evet sağlıklı iken dua etmek aklıma gelmiyordu, güçlüydüm, koşuyordum. Şimdi belden aşağım çalışmıyor, ellerim, kollarım güçsüz, konuşmam bozuk. Şimdi bu acizlik ve güçsüzlüğümle Allah’a el açıp bazen ağlayarak dua ediyorum. Cenab-ı Allah’ın istediği tam da bu aslında, kulunun Kendi’nden başka sığınılacak merci olmadığını anlayıp O’na yönelmesi…; çok şükür hastalığıma, bugünüme binlerce hamdolsun.

 

"De ki: Duanız olmasa, Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?" (Furkan Sûresi, 77. Ayet)

 

Yani, "Eğer duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var?" Âyetin sırrıyla, insanın hikmet-i hilkati (yaratılışının hikmeti, -gizli nedeni-) ve sebeb-i kıymeti (kıymet verilmesine sebep) olan samimî dua ve niyazın bir sebebi hastalık olduğundan, bu nokta-i nazardan (bakış açısından) şekvâ (şikayet) değil, Allah'a şükretmek ve hastalığın açtığı dua musluğunu, âfiyeti kesb etmekle (kazanmakla) kapamamak gerektir.

 

Evet ayete göre, insanın Allah katındaki değeri, ne kadar çok ve samimi dua etmesiyle ölçülürmüş. Ve kişinin dua etmesini sağlayan şey, aciz ve güçsüzlüğünü hissetmesiymiş, yani hastalıkmış. Cenab-ı Allah’ın istediği de bu aslında, kulunun Kendi’nden başka sığınılacak merci olmadığını anlayıp O’na el açması… 

 

Bunun İçİndİrkİ hastalıktan sakın şİkayet etme, aksİne dua etmene vesİle olduğu İçİn şükret, DİYOR  İyİleşİnce de, Allah’ın rahmet çeşmesİnİn musluğu olan DUAyı bırakmamalısın, dİyerek bİtİrİyor.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder