ON DÖRDÜNCÜ
DEVÂ
Ey gözüne perde gelen hasta! (görme engelliler)
Eğer ehl-i imanın (Allah’a ve Ondan gelen herşeye inanan iman sahiplerinin)
gözüne gelen perdenin altında nasıl bir nur ve mânevî bir göz olduğunu bilsen,
"Yüz bin şükür Rabb-i Rahîmime" (sonsuz merhameti olan Rabbim Allah’a)
dersin. Bu merhemi izah için (faydalı ilacı açıklamak için) bir hadise söyleyeceğim.
Şöyle ki:
Bu Devada Bediüzzaman Hazretleri Allah’a inanan görme engellİlere seslenİyor
ve onlara aşağıdaki ibretli olayı anlatacak ki, Görmediğime yüz bin şükür,
diyecekler. Olay şöyle:
Bana sekiz sene kemâl- i sadakatle (tam bir bağlılık ile),
hiç gücendirmeden hizmet eden Barlalı Süleyman'ın halasının bir vakit gözü
kapandı. O saliha kadın, bana karşı haddimden yüz derece fazla hüsn-ü zan
ederek (iyiye
yorarak), "Gözümün açılması için dua et" diyerek,
cami kapısında beni yakaladı. Ben de, o mübarek ve meczûbe (cezbeye tutulmuş)
kadının salâhatini (samimi dindarlığını) duama şefaatçi yapıp, "Yâ Rabbi, onun
salâhati hürmetine onun gözünü aç" diye yalvardım.
Bediüzzaman Hazretleri Risalelerin çoğunu
sürgün için gönderildiği Isparta’nın Barla kasabasında yazmıştır. Kasaba halkı
Risalelerin çoğaltılıp yayılmasında çok hizmet etmişlerdir. İşte onlardan
Barlalı Süleyman’ın halasının gözü kapanmış, sanırım katarakt indi. O saliha
kadın kendisinden gözünün açılması için dua istemiş.
Evet o kadın biliyorki, Allah, dostlarının
duasını geri çevirmez. Dua almaya bakmalıyız. Bediüzzaman Hazretleri büyük bir
evliyadır. Aşağıda göreceğiz, kabir aleminden haber veriyor. Büyüklüğü
mütevaziliğinden de anlaşılıyor, haddimden yüz defa fazla bana hüsn-ü zan etti,
diyor. Ve yalvararak dua etmiş.
İkinci gün Burdurlu bir göz hekimi geldi, gözünü açtı.
Kırk gün sonra yine gözü kapandı. Ben çok müteessir (üzülmek)
oldum, çok dua ettim. İnşaallah o dua âhireti için kabul olmuştur. Yoksa benim
o duam, onun hakkında gayet yanlış bir beddua olurdu. Çünkü eceli (ölüm vaktine)
kırk gün kalmıştı. Kırk gün sonra-Allah rahmet etsin-vefat eyledi.
Duası bence anında kabul oldu, o zamanlar
yolu olmayan Barla’ya, gölden kayıkla bir göz doktoru gelmiş, gözünü TEDAVİ
ETMİŞ, ama kırk gün sonra yine kapanmış. Çok üzülmüş ve tekrar çok dua etmiş. O
dua inşallah ahireti için kabul olmuştur, diyor, çünkü kırk gün sonra ölmüş. O
duası tekrar kabul olsaydı, hakkında beddua gibi olurdu, diyor. Nedenİnİ aşağıda öğreneceğİz.
İşte o merhume, kırk gün Barla'nın (Isparta’nın o zaman Barla
kasabası) hazînâne (hüzünlü bir şekilde) bağlarına rikkatli (acıma hissi uyandıracak
şekilde) ihtiyarlık gözüyle bakmasına bedel, kabrinde, Cennet
bağlarını kırk bin günlerde seyredeceğini kazandı. Çünkü imanı kuvvetli,
salâhati (dindarlıkta
samimiyeti) şiddetli idi.
Bediüzzaman Hazretleri çok merhametli,
şefkat dolu, gözü yaşlı bir Allah dostudur. O saliha kadının, gözü açılınca kırk
gün o yeşil bağlara HÜZÜNLÜ şekilde baktığını görmüş. Belki duygulanıp keşke
gençken görseydi deyip ağladı. Ve o kadının kabir aleminden haber veriyor. O
KIRK GÜN karşılığında, Allah ona KIRK BİN GÜN cennet bağlarını seyrettirecek,
diyor. Bunun sebebini de güçlü iman ve samimi dindarlık olarak açıklıyor.
Evet, bir mü'min, gözüne perde çekilse ve gözü kapalı
kabre girse, derecesine göre, ehl- i kuburdan (kabirde bulunanlardan) çok ziyade (daha fazla)
o âlem-i nuru (ışıklı, nurlu alemi) temâşâ edebilir. (seyredebilir)
Ehli keşif ve keramet sahibi evliya, büyük
islam alimi Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri o saliha kadının kabirdeki halini
ALLAH’IN İZNİYLE müşahede etmiş ve o durumdan yola çıkarak bir tespitini
paylaşıyor.
Bir görme engelli MÜMİN, gözleri görmez kör
olarak ölüp kabre konulunca artık göreceğini haber veriyor. Çünkü onun dünyadakİ İmtİhanı görmemeye
sabırdı. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, görme engellinin iman
sahibi bir mümin olarak ölme şartıdır. Derecesine göre diyor, yani dindarlıkta
samimiyetine göre, kabirde o ışıklı alemi seyreder, diyor. Kıyamettten sonraki
ebedi alem cennette ise, zaten mükemmel yaratılışla yeniden yaratılacak
inşallah.
Bu dünyada nasıl çok şeyleri biz görüyoruz, kör olan
mü'minler görmüyorlar. Kabirde o körler, imanla gitmişse, o derece ehl-i
kuburdan (kabirdekilerden)
ziyade (fazla)
görür. En uzak gösteren dürbünlerle bakar nev'inde (bakar gibi),
kabrinde, derecesine göre, Cennet bağlarını sinema gibi görüp temâşâ ederler. (seyrederler)
Kabire konan görme engelli öyle bir
görecekki, diyor. Dürbünle bakar gibi uzaktaki cennet bağlarını yanında gibi
belki beş boyutlu seyredecek, diyor. Bir insan gözü 276 Megapisel çözünürlükte
görüyor. Kabre giren görme engelli, imanının derecesine göre, belki bir milyon
megapiksel çözünürlükle Ultra HD görecek, Allah bilir.
Görme sorunu olmadan ölen diğer kabir
arkadaşlarından çok daha iyi görecek, diyor. İmanlı ölen müminler de kabirde
görecekler çünkü. İmansız kafir olarak ölenler için görme söz konusu değil,
onlar zaten kabir azabı çekecekler. Allah bizleri imansız ölmekten muhafaza
buyursun.
İşte böyle gayet nurlu ve toprak altında iken göklerin
üstündeki Cenneti görecek ve seyredecek bir gözü, bu gözündeki perde altında,
şükürle, sabırla bulabilirsin. İşte o perdeyi senin gözünden kaldıracak, o
gözle seni baktıracak göz hekimi, Kur'ân-ı Hakîmdir. (her ayet ve suresinde
sayısız faydalar bulunan Kuranı Kerim’dir)
Görme engellilere mesaj veriyor, sabret ve
şükret diyerek bitiriyor. Çünkü sen bu kısacık dünyada belki madde alemini
göremiyorsun ama sabredip şükredersen kabirde ve cennette sonsuza dek mükemmel
göreceksin, diyor. Sabredip şükretmenin yolu, göz doktoruna gidip gözü tedavi
ettirmekmiş. O göz hekimi ise Kuran-ı Kerim’miş.
Acizane bu imana kavuşmamı sağlayan şey,
Allah’ın nasip etmesiyle Kuran-ı Kerİm
Türkçe Mealİ okumamdı. 2003 yılında her gece yavaş yavaş yarım saat
okuyarak altı ayda bitirmiştim ve okuduğum ayetleri uyguladım. Namaza başladım
çok şükür ve Allah namazla sabrımı ve şükrümü artırdı ve artırıyor.
Görme engelli dostlara ve sizlere Kuran’ı
okumanızı tavsiye ederiz. Kuranı Kerim Türkçe Meali Kitabı her AVM’de bulunuyor
artık. Görme engelli dostlar ise Youtube’da “Sesli Kuran” diye aratsalar
yüzlerce kayıt bulabilirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder