İKİNCİ DEVÂ
Ey sabırsız
hasta! Sabret ve şükret. Senin bu hastalığın, ömür dakikalarını birer saat
ibadet hükmüne (geçerli ibadet
haline)
getirebilir.
Ey sabırsız hasta sabret ve şükret! diyerek
başlıyor Bediüzzaman Hazretleri. Çünkü bu hastalık senin ömrünün her bir
dakikasını, sanki bir saat ibadet yapmış gibi sevap kazandırır, diyor gayet
sade bir dille.
Ve bu Deva’da bir önceki Devada bahsedilen
hastalığın ömrü neden uzattığını açıklıyor.
Her bir dakikanın nasıl olurda bir saat
ibadet sayıldığını, yani geçmeyen ağrı olursa sabrediyorsun, ve her sorana çok
şükür bugünüme, diyen hastanın bu şükür halinin ibadet olduğunu şöyle izah
ediyor.
Çünkü ibadet
iki kısımdır. Biri müsbet (olumlu) yani Allah’ın emrettiği ibadettir
ki, namaz, niyaz gibi malum ibadetlerdir. Diğeri menfi (olumsuz)
ibadetlerdir ki, hastalıklar, musibetler vasıtasıyla musibetzede (belâ, sıkıntıya uğrayan)
aczini, zaafını (güçsüzlüğünü,
zayıflığını) hisseder,
Hâlik-ı Rahîmine (çok şefkat ve
merhamet sahibi olan Yaratıcısına, Allah’a)
iltica (sığınır) eder, yalvarır.
Hâlis, (saf, temiz)
riyasız, (olduğu gibi, gösterişsiz) manevî bir ibadete mazhar (ulaşmış)
olur.
Evet,
hastalıkla geçen bir ömür, Allah’tan şekva (şikâyet) etmemek şartıyla mü’min için ibadet
sayıldığına rivayat-ı sahiha (doğru rivayet
hadisler) vardır. 1
İbadet iki kısımdır diyor. Birincisi
bilinen malum namaz, oruç, dua gibi ibadetlerdir.
İbadetin ikincisi, hastalık ve musibetler
vasıtasıyla Allah’a çok içten sığınıp yalvarmakmış. Bediüzzaman Hazretleri,
Allah’a sığınıp içten DUA etmek, riyasız halis bir ibadettir, diyor. Çünkü
kimse görmez, duymaz.
Ömrü hastalıkla geçen bir müslüman, neden
ben Allah’ım diyerek, Allah’a halini ŞİKAYET etmezse, o zaman SABRETTİĞİ HER
BİR DAKİKA, birer saat ibadet hükmündedir, bununla ilgili doğru rivayetler
çoktur, diyor. Devamı şöyle:
Hatta bazı
sabir (sabreden) ve şakir (şükreden)
hastaların bir dakikalık hastalığı, bir saat ibadet hükmüne (geçerli ibadet haline)
geçtiği ve bazı kâmillerin bir dakikası bir gün ibadet hükmüne geçtiği,
rivayat-ı sahiha (doğru rivayetler,
hadisler, peygamber ve evliya kıssaları)
ve keşfiyat-ı sadıka (doğru çıkan
manevi keşifler, sırlar)
ile sabittir.
Burada Bediüzzaman Hazretleri, Allah’ın
kendisine hastalık verdiği insanlardan sabreden ve şükredenlerin ömrünün her
bir dakikasının, bir saat ibadet sevabı kazandıracağını ifade etmiş, az önce
bahsetmiştik.
Bu Hastalar Risalesindeki Deva’ların hepsi,
imanın altı şartına inanan, yani doğru İMAN SAHİBİ olan müslümanlar içindir.
Allah’ı inkar edenlerin sevap kazanması zaten düşünülemez.
Ve devam ediyor. Bazı kamillerin bir
dakikası ise, bir gün ibadet olur, diyor. Burada kamillerden maksat, ömrü
hastalıkla geçmesine rağmen, NAMAZ, DUA gibi ibadetlerini de aksatmayan HAKK
aşıklarıdır.
Senin bir
dakika ömrünü bin dakika hükmüne getirip, sana uzun ömrü kazandıran hastalıktan
teşekkî (şikâyet etme, sızlanma) değil, teşekkür et.
Ve bu son cümlede benim şu sözümü neden
söylediğim anlaşılıyor:
“Milyonlarca sağlıklı insanlar içinden
seçip, bana bu canım FA hastalığını veren Allah’a binlerce hamdolsun.”
ALLAH katında hastalıkların mükafatını bu denli olduğunu bilmiyordum. Bilgilendirdiğin için teşekkür ediyorum. Yazılarının devamını bekliyorum. ALLAH razı olsun faydalı bilgilerinden dolayı...
YanıtlaSil