Efendim bu kitapta
büyük islam alimi Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin benim gibi engelli ve
hastalara büyük moral ve teselli veren Hastalar Risalesi isimli eserindeki 26
Deva’yı, daha kolay anlaşılması için açıklamaya çalıştık. Hastalığın Faydaları isimli bu kitabımızda 26
adet Deva yazılarının daha rahat okunması ve anlaşılması için üç tür yazı
kullandık.
1 ) ORJİNAL DEVA
YAZISI: Ey biçare
hasta! (Kalın)
2 ) PARANTEZ İÇİ
ANLAMLAR: Ey biçare (çaresiz)
hasta! (eğik)
3 ) DEVALARIN
AÇIKLAMALARI: Bu Devada Bediüzzaman Hazretleri…
(Normal)
(NOT: Deva
açıklamalarının içindeki bazı önemli cümleleri BÜYÜK HARFLE yazdık.)
BİRİNCİ DEVÂ
Ey biçare (çaresiz) hasta! Merak etme, sabret.
Senin hastalığın sana dert değil, belki bir nev’i (çeşit)
dermandır (ilaçtır).
Çünkü ömür bir sermayedir, gidiyor. Meyvesi bulunmazsa
zayi olur. Hem rahat ve gafletle olsa, pek çabuk gidiyor.
Ey çaresiz hasta sabret! diyor, bu hastalık
sana dert değil ASLINDA dermandır, diyor.
Allah insanları imtihan için dünyaya
gönderirken eline verdiği tek sermaye ÖMÜR DAKİKALARIdır. İnsanın görevi bu
dakikaları boşa geçirmeden, hayırlı işler yapmaktır, ki bunlar o kısa ömrün
meyveleridir.
Allah, insanı unutmaya meyilli yaratmıştır.
Bir derdi olmadığı zaman, sağlığı yerinde olduğunda Allah’ı unutur, gafletle
dünyaya dalar çoğu zaman… Çünkü fıtraten unutkandır. Böylece kıymetli ömür
sermayesini eritir.
İnsan, en çok çaresiz olduğunda, hastalık
zamanında Allah’ı hatırlar. Çaresiz hastalığı olanlar, bir ibadet olan ölümü ve
ahireti düşünür ve ibadete başlarlar. Benim halimi anlatmış sanki…
Hastalık, senin o sermayeni büyük kârlarla meyvedar (meyveli, verimli)
ediyor.
Ağaç dikmekteki maksat meyvedir, İNSANIN
MEYVESİ İSE SEVAPLARdır. Hastalığa sabretmek çok sevaptır.
Hem ömrün çabuk geçmesine meydan vermiyor, tutuyor,
uzun ediyor, ta meyveleri verdikten sonra bırakıp gitsin.
Çaresiz olsak da hiçbir zaman ümidimizi
yitirmeyeceğiz. Bazen hastalık meyveleri verdirdikten sonra bırakıp gider,
diyor. Yani sevaplar kazandırdıktan sonra Allah şifa verir inşallah, demek
istiyor Bedizzaman Hazretleri.
İşte, ömrün hastalıkla uzun olmasına işareten bu
darb-ı mesel (sık
sık söylenen vecize) dillerde destandır ki,
“Musibet (belâ, sıkıntı) zamanı çok uzundur; safa (Mutluluk, huzur)
zamanı pek kısa oluyor.”
Son cümlede safa, yani mutluluk zamanları
çok kısa oluyor, diyor. “Yaşlılardan hayat nasıl geçti?” diye sorduğumuzda, ömrüm anlamadan hızla geçti bu
yaşa geldim, diyor.
Hastalık zamanı pek uzun oluyor; Mesela on
yıldır bu hastalığı çekiyorum diyor ve o on yıl, YÜZ YIL gibi uzun geliyor
hasta olana, ve ömür dakikalarımızı boşa gafletle harcamak yerine, bu hastalığa
sabreder şükredersek, o dakikaları ibadetle değerlendirmiş oluruz.
Zaten imanlı hastanın hastalığına sabretmesi
çok sevaptır, bir de o sabrı ibadetle perçinler. KAZANDIĞI BOL SEVAPLARLA o
kısa dakikalar, ahirette milyon seneler cennet hayatına dönüşür inşallah, ömrü
uzun olur.
Evet işte o zaman kazandığımız sevaplarla
ömrümüz meyveli olur inşallah ve hastalığımız şifamız olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder