11 Kasım 2012 Pazar

BİRİNCİ DEVÂ



Efendim bu kitapta büyük islam alimi Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin benim gibi engelli ve hastalara büyük moral ve teselli veren Hastalar Risalesi isimli eserindeki 26 Deva’yı, daha kolay anlaşılması için açıklamaya çalıştık.  Hastalığın Faydaları isimli bu kitabımızda 26 adet Deva yazılarının daha rahat okunması ve anlaşılması için üç tür yazı kullandık. 

 

1 ) ORJİNAL DEVA YAZISI:                    Ey biçare hasta!                                   (Kalın)

 

2 ) PARANTEZ İÇİ ANLAMLAR:           Ey biçare (çaresiz) hasta!                    (eğik)

 

3 ) DEVALARIN AÇIKLAMALARI:     Bu Devada Bediüzzaman Hazretleri…     (Normal)

 

(NOT: Deva açıklamalarının içindeki bazı önemli cümleleri BÜYÜK HARFLE yazdık.)


 

BİRİNCİ DEVÂ

 


Ey biçare (çaresiz) hasta! Merak etme, sabret. Senin hastalığın sana dert değil, belki bir nev’i (çeşit) dermandır (ilaçtır).

 

Çünkü ömür bir sermayedir, gidiyor. Meyvesi bulunmazsa zayi olur. Hem rahat ve gafletle olsa, pek çabuk gidiyor.

 

Ey çaresiz hasta sabret! diyor, bu hastalık sana dert değil ASLINDA dermandır, diyor.

 

Allah insanları imtihan için dünyaya gönderirken eline verdiği tek sermaye ÖMÜR DAKİKALARIdır. İnsanın görevi bu dakikaları boşa geçirmeden, hayırlı işler yapmaktır, ki bunlar o kısa ömrün meyveleridir.

 

Allah, insanı unutmaya meyilli yaratmıştır. Bir derdi olmadığı zaman, sağlığı yerinde olduğunda Allah’ı unutur, gafletle dünyaya dalar çoğu zaman… Çünkü fıtraten unutkandır. Böylece kıymetli ömür sermayesini eritir.

 

İnsan, en çok çaresiz olduğunda, hastalık zamanında Allah’ı hatırlar. Çaresiz hastalığı olanlar, bir ibadet olan ölümü ve ahireti düşünür ve ibadete başlarlar. Benim halimi anlatmış sanki…

 

Hastalık, senin o sermayeni büyük kârlarla meyvedar (meyveli, verimli) ediyor.

 

Ağaç dikmekteki maksat meyvedir, İNSANIN MEYVESİ İSE SEVAPLARdır. Hastalığa sabretmek çok sevaptır.

 

Hem ömrün çabuk geçmesine meydan vermiyor, tutuyor, uzun ediyor, ta meyveleri verdikten sonra bırakıp gitsin.

 

Çaresiz olsak da hiçbir zaman ümidimizi yitirmeyeceğiz. Bazen hastalık meyveleri verdirdikten sonra bırakıp gider, diyor. Yani sevaplar kazandırdıktan sonra Allah şifa verir inşallah, demek istiyor Bedizzaman Hazretleri.

 

İşte, ömrün hastalıkla uzun olmasına işareten bu darb-ı mesel (sık sık söylenen vecize) dillerde destandır ki, 

 

“Musibet (belâ, sıkıntı) zamanı çok uzundur; safa (Mutluluk, huzur) zamanı pek kısa oluyor.”

 

Son cümlede safa, yani mutluluk zamanları çok kısa oluyor, diyor. “Yaşlılardan hayat nasıl geçti?” diye  sorduğumuzda, ömrüm anlamadan hızla geçti bu yaşa geldim, diyor.

 

Hastalık zamanı pek uzun oluyor; Mesela on yıldır bu hastalığı çekiyorum diyor ve o on yıl, YÜZ YIL gibi uzun geliyor hasta olana, ve ömür dakikalarımızı boşa gafletle harcamak yerine, bu hastalığa sabreder şükredersek, o dakikaları ibadetle değerlendirmiş oluruz.

 

Zaten imanlı hastanın hastalığına sabretmesi çok sevaptır, bir de o sabrı ibadetle perçinler. KAZANDIĞI BOL SEVAPLARLA o kısa dakikalar, ahirette milyon seneler cennet hayatına dönüşür inşallah, ömrü uzun olur.

 

Evet işte o zaman kazandığımız sevaplarla ömrümüz meyveli olur inşallah ve hastalığımız şifamız olur.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder